Kansızlık (anemi) nedir? Kansızlığı olan hastalarda hangi besinler tüketilmelidir?

Kansızlık ya da anemi, vücutta organ ve dokulara oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin azalmasına bağlı gelişen bir bulgudur. Bir hastalık değildir ama pek çok hastalığa eşlik eder. Kansızlık, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini etkiler. Okul öncesi çocuklar en fazla risk altındaki gruptur ve bu yaş grubunda dünya genelinde %47 oranında kansızlık geliştiği bilinmektedir.
Çocukluk çağındaki kansızlığın en sık nedeni beslenme bozukluklarına bağlı gelişen besinsel yani nutrisyonel anemidir.
Demir, vitamin B12 ve folik asit gibi mikrobesin eksiklikleri dünya çapında yaygındır.
Ülkemizde ve tüm dünyada demir eksikliği anemisi en sık görülen besinsel anemi türüdür. Okul öncesi dönemde çocukların yaklaşık yarısında, okul çağındaki çocukların ise üçte birinde görülmektedir. En sık görüldüğü yaşlar ise 6 ay-24 ay arası çocuklardır. Bu dönemlerde daha sık görülmesinin nedeni büyüme gelişmenin hızlı olması nedeni ile artan ihtiyaç ve besinlerle ihtiyacın karşılanamamasıdır. Yine bu dönemde demir eksikliği bilişsel fonksiyonlarda kalıcı hasar bırakabilir. Ergenlik döneminde de kız çocuklarında adet kanamaları ile olan kan kayıpları önemli bir demir eksikliği nedenidir.
Demir kan yapımında gerekli olduğu gibi beyin gelişiminde, bağışıklık sisteminin etkin çalışmasında da rol oynar. Demir eksikliği toplumlarda çok sık görülmesi nedeni ile bir halk sağlığı sorunudur. Bu nedenle de toplumlar demir eksikliğini önleyici bir takım tedbirler almaktadır.
Besinsel eksikliklerin yanında kan yapımının azalmasının bir diğer nedeni de karaciğer, böbrek ya da romatizmal hastalıklar gibi kronik hastalıkları olan çocuklarda görülen kansızlıktır. Bu çocuklarda mevcut olan kronik inflamasyon kan üretimini baskılar. Kan üretiminin azaldığı diğer nadir görülen neden ise, doğumsal ya da sonradan kazanılan nedenler ile kemik iliğinin yetersiz çalışması ve gerekli miktarda kan üretememesidir. Bu durum kemik iliği yetersizlikleri ve aplastik anemi olarak adlandırılmaktadır.
Ülkemizde sık görülen diğer bir kansızlık türü ise Akdeniz anemisi taşıyıcılığıdır. Kalıtsal olarak hemoglobinin yapısına katılan globin zincirlerin yapımında eksiklik ya da bozukluk olması durumunda talasemi sendromları oluşur. Beta talasemi taşıyıcılığı sıklığı ülkemizde ortalama %2 civarında olup, Akdeniz ve Trakya bölgelerinde %15’lere kadar çıkmaktadır.

Anemi (Kansızlık) Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda aneminin belirtileri çocuğun yaşına, aneminin derecesine ve gelişim hızına göre farklılık gösterir. Küçük çocuklarda iştahsızlık, büyüme gelişme geriliği, kilo alamama, nöromotor gelişme geriliği, ağlarken morarma şeklinde olan katılma nöbetleri görülebilirken daha büyük çocuklarda halsizlik, çabuk yorulma, baş dönmesi, solukluk, okul başarısında azalma, dikkat dağınıklığı, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma, kağıt, buz veya toprak gibi yiyecek olmayan maddeleri yeme isteği gibi belirtilerle karşımıza çıkabilir. Eğer kansızlık ağır derecede ise kalp yetmezliği, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, karaciğer ve dalakta büyüme de görülebilir. Anemi uzun sürede yavaş yavaş gelişmiş ise belirtiler sinsi olabilirken, ani gelişen kansızlıkta baygınlık, bilinç bulanıklığı, kalp ve solunum yetmezliği gibi bulgular ortaya çıkabilmektedir. Kronik kırmızı kan hücresi yıkımının neden olduğu hemolitik anemilerde cilt ve gözlerde sararma, kahverengi veya kırmızı renkli idrar, bacaklarda yaralar, safra taşı oluşumuna bağlı belirtiler izlenir.

Anemi (Kansızlık) Nasıl Tedavi Edilir?

Kansızlık tedavisi kansızlığın nedenine göre değişir. Demir eksikliği ya da B12 eksikliği gibi besinsel eksiklikler mevcut ise tedavi bu vitamin ve elementlerin yerine konulması ile olur.
Kronik hastalıklarda altta yatan hastalığın tedavisi anemiyi de düzeltir. Talasemi taşıyıcılığında genetik danışma verilir, tedaviye gerek yoktur.
Aneminin (Kansızlığın) Önlenmesi İçin Neler Yapılmalıdır?
Öncelikli olarak hamilelikte annelere yeterli demir ve vitamin desteği sağlanmalıdır. Erken ya da düşük doğum ağırlığında doğan bebeklere birinci aydan başlamak üzere, zamanında doğan bebeklere ise 4. Aydan itibaren en az 1 yaşına kadar koruyucu demir desteğini vermeliyiz.  Ergenlik dönemindeki kız çocuklarının kanama periyodları takip edilmeli, uzun süren ve fazla miktarda olan kanamalar tetkik edilmelidir. Akdeniz anemisi taşıyıcısı olan bireylerin evlenme döneminde eşlerinin de Akdeniz anemisi yönünden taranması ve farkındalığın artması önemlidir.
Dünyada ve ülkemizde sık görülen demir eksikliği doğru beslenme ile önlenebilir veya tedavi edilebilir.

ANEMİDE BESLENME NASIL OLMALIDIR?

Tüm hastalıklarda olduğu gibi en temel beslenmede ihtiyaçların karşılanması ön plandadır. Et ve türevleri, sebzeler ve meyveler, tahıl ürünlerinin hepsinden beslenmede olması gerekir. Doğru beslenmek anemiyi önleyebilir. Anemi geliştiyse tedavide doğru beslenme gereklidir. Beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
Yenidoğan döneminden itibaren anne sütü alımı çok önemlidir. Anne sütünde demir emilimi yüksektir. Çocuklara bir yaşına kadar inek sütü verilmemelidir.
İnek sütü demir emilimini engellediği ve bağırsaklardan küçük kanamalar yoluyla kan kaybına neden olabildiği için 1 yaşından önce verilmemeli, 1 yaşından sonra ise günde 2 su bardağını geçmeyecek şekilde verilmelidir. Fazla süt tüketimi büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkileyebilir.
Kırmızı et ve sakatatlarda demir ve vitamin B12 yüksek oranda bulunur. Karaciğer, et, kıyma gibi ürünlerin günlük tüketimi önemlidir. Vitamin kaybına uğramaması adına pişirme şekli de önem taşır. Et ürünlerini tüketirken yanında taze sebzelerden oluşan salata tüketimi uygun olur. Bununla birlikte C vitamini demir emilimini arttırdığı için portakal gibi turunçgillerin, demir içerikli besinlerle tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Taze sebze ve meyve tüketimi kansızlıkta önemlidir. Yeşil yapraklı sebzelerde folat diğer adı ile folik asit bol bulunur ve çiğ olarak tüketilmeleri gereklidir. Her öğünde sebze bulunması folik asit takviyesi ve demirin emilimi bakımından önemlidir. Portakal, muz, çilek, elma gibi C vitamininden zengin meyveler de günlük tüketilmelidir.
Yumurta özel bir besindir. Demir bakımından zengindir. Anemisi olan kişilerin her gün 1 yumurta tüketmesi gerekir. Portakal suyuyla iyi bir ikili olabilirler.
Fındık, ceviz, badem, susam gibi yağlı tohumlar  omega 3-6 gibi iyi yağ asitleri içerdiği gibi demir bakımından yine iyi bir kaynaktır. Bunların çiğ olanları tercih edilmelidir. Bunların yanında en iyi alternatif siyah çekirdekli kuru üzümdür. Hergün 2 yemek kaşığı dolusu kadar tüketmek faydalı olacaktır. Hem lezzetli hem de zengin bir ara öğün olur.
Pekmez ve tahin de demirden zengin gıdalardır.
Ekmek seçimlerinde tam buğdayı tercih etmelidir. Kepek ekmeği barsakta demir emilimini azaltabilir.
Bununla birlikte demir emilimini engelleyen çay, kahve ve kola tüketiminin azaltılması kansızlıkta alınması gereken önlemlerdendir.
Tüm bu besinlerin doğru ölçüde alınması kansızlığın önlenmesi bakımından da gereklidir. Beslenmeye bağlı anemiler gibi sık görünen bir sağlık sorununun doğru beslenme ile engellenebileceği ve tedavide doğru beslenmenin önemli olduğu unutulmamalıdır.